Son günlerde sosyal medyada ve uluslararası basında yer alan haberler, Amerika Birleşik Devletleri'nde bir profesörün, Türk öğrenci Rümeysa Öztürk için başlattığı açlık grevi ile dikkat çekti. Bu olay, sadece kişisel bir dayanışma örneği değil, aynı zamanda eğitim, bireysel haklar ve uluslararası ilişkilere dair birçok soruyu da gündeme getiriyor. Rümeysa Öztürk, Türkiye'deki siyasi ve sosyal durumlardan kaynaklanan sorunlar nedeniyle ABD'de eğitimini tamamlamada zorluklar yaşıyor. Profesör, bu durumu kınamak ve Rümeysa'nın hakkını savunmak amacıyla ciddi bir eyleme girişti.
Prof. John Smith, açlık grevi eylemine başlarken yaptığı açıklamada, "Rümeysa, eğitim hakkını kullanmakta zorlanıyor. Bu durum, yalnızca onun kişisel özgürlüğü değil, aynı zamanda tüm uluslararası öğrencilerin hakları için bir tehdit oluşturuyor" ifadesini kullandı. Smith’in bu eylemi, onu destekleyen birçok öğrenci ve akademisyen tarafından da büyük bir heyecanla karşılandı. Başta sosyal medya platformları olmak üzere çeşitli akademik çevrelerde, Smith’in dayanışması birçok kişiye ilham kaynağı oldu. Rümeysa’nın eğitim hayatına ve hedeflerine ulaşması için gereken adımların atılması gerektiğini belirten Smith, bu eylemin amacının sadece Rümeysa değil, aynı zamanda benzer durumda olan herkesin sesini duyurmak olduğuna dikkati çekti.
Rümeysa Öztürk, Türkiye'de başladığı eğitim hayatını Amerika Birleşik Devletleri'nde sürdürmek hedefindeydi. Ancak, Türkiye’deki siyasi konjonktür ve eğitim sistemindeki baskılar, onun bu hayalini ciddi şekilde tehdit ediyor. Smith’in açlık grevi eylemi, bu sorunlara dikkat çekme amacı güdüyor. Rümeysa'nın arkadaşları ve destekçileri, Smith’in başlattığı bu eyleme sosyal medya üzerinden birçok destek mesajı yollayıp, imza kampanyaları düzenleyerek daha fazla farkındalık yaratmaya çalışıyor. Öztürk, eğitim hayatının yanı sıra kişisel yaşamında da büyük zorluklar ile karşı karşıya kalmış durumda. Eğitiminin kesilmemesi için gereken destek ve kaynaklara erişiminde yaşadığı sıkıntılar, onu ve benzer durumdaki öğrencileri derinden etkiliyor.
Olayın duyulmasının ardından, birçok ünlü akademisyen ve kamuoyu figürü de Smith’e destek vermeye başladı. Twitter ve Instagram gibi platformlarda yapılan paylaşımlar, Rümeysa’nın durumunu geniş kitlelere ulaştırarak, uluslararası bir dayanışma hareketine dönüşmesine olanak sağladı. Smith, "Birlikte güçlü bir ses oluşturabiliriz. Kimsesiz olmadığımızı hissettirmek için bugünden başlayarak, bu durumu değiştirmek adına harekete geçmeliyiz" şeklinde bir mesaj ile birleşik dayanışmanın önemine vurgu yaptı.
Bu olay, eğitim dünyasında ve kamuoyunda yankı uyandırırken, aynı zamanda uluslararası öğrenci hakları konusundaki tartışmaları da yeniden alevlendirdi. Birçok yorumcu, Smith’in eylemini takdir ederek, bu tür aktivizmin toplumda ne denli önemli olduğuna dikkat çekti. Özellikle, eğitimde eşitlik ve hakların korunması için mücadele eden sivil toplum kuruluşları, Smith’in açlık grevinin uluslararası öğrenci toplulukları için bir sembol haline gelebileceği konusunda hemfikir. Rümeysa Öztürk için başlatılan bu mücadele, yalnızca bir bireyin hikayesi olarak kalmayacak, aynı zamanda global ölçekte gençlerin eğitim hakları için verilen mücadelenin de bir parçası olacaktır.
Smith’in açlık grevi, halen devam ediyor ve durumu takip eden herkes, Rümeysa’nın eğitim yolculuğu ve hakları için atılacak yeni adımları merakla bekliyor. Açlık grevinin, Rümeysa Öztürk’ün yanı sıra tüm dünyada eğitim hakları için mücadele eden öğrencilere ilham vermesi ve onlara destek olması dileğiyle, bu durum üzerinde daha fazla düşünmemiz gerektiği gerçeği önümüzde duruyor. Toplum olarak, gelecek nesillerin eğitim hayatlarını güvence altına almak adına, sessiz kalmamak gerektiğinin altını çizen bu olay, uluslararası dayanışmanın bir simgesi haline gelme yolunda ilerliyor.