Bilecik’in sakin bir mahallesinde yaşanan dehşet verici bir olay, o bölgede yaşayanlar arasında büyük bir şok etkisi yarattı. 45 yaşındaki Fatma A. isimli kadın, eşi Ahmet A. ile girdiği bir tartışmanın ardından, mutfaktan aldığı bıçağı kocasının boğazına sapladı. Olayın ardından hızlı bir şekilde hastaneye kaldırılan Ahmet A., yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
Bilecik’te meydana gelen bu olay, ilk olarak komşular tarafından duyulan yoğun bağırışların ardından fark edildi. Saat 21.00 civarında, eşler arasında başlayan tartışma kısa sürede kargaşaya dönüştü. Komşular, Fatma A.’nın kocasına bağırarak tehditlerde bulunduğunu ve ardından mutfaktan bıçak alarak dışarıya çıktığını bildirdi. Kısa süre sonra, Ahmet A.’nın acı içinde feryat ettiğini duyan komşular, hemen durumu polise ve sağlık ekiplerine bildirdi.
Olay yerine gelen sağlık ekipleri, Ahmet A.’yı ağır yaralı bir şekilde buldu. Boğazında derin bir yarık bulunan adam, hemen hastaneye kaldırıldı. Ancak yapılan tüm müdahaleler sonuç vermedi ve Ahmet A. hastanede yaşamını yitirdi. Olay esnasında 13 yaşındaki çocuklarının da evde bulunması, durumu daha da fenalaştırdı ve ailenin diğer fertleri büyük bir travma geçirdi.
Olayın ardından Fatma A., polise teslim oldu ve sorgulanmak üzere emniyete götürüldü. İlk ifadelerinde tartışmanın nedenini anlatmaya çalışan kadın, daha önce eşine karşı herhangi bir şiddet uygulamadığını belirtse de, herkes bu açıklamaların ciddiyetini sorguladı. Psikologlar, olayın arkasında ya da altında yatan sebeplerin araştırılması gerektiğinin altını çizerken, kadın cinayetleriyle ilgili artan bir hassasiyetin toplumda ortaya çıktığını hatırlattılar.
Yerel halk, yaşanan bu sıradışı ve korkunç olaya oldukça tepkili. Bazı komşular, Fatma A. ve Ahmet A. çifti hakkında olumsuz şeyler konuşurken, bazıları ise kadının yaşadığı psikolojik baskının altında yatan sebeplerin araştırılması gerektiğine inanıyor. Bilecik Emniyet Müdürlüğü, olayla ilgili geniş çaplı bir soruşturma başlatıldığını duyurdu.
Uzmanlar, aile içi şiddet ve çatışmaların basit bir anlaşmazlıkla başlaması durumunda bile çok ciddi sonuçlar ortaya çıkabileceğine dikkat çekiyor. Bu tür olayların öncelikle önlenmesi için toplumda farkındalığın artırılması gerektiğini vurgulayan psikologlar, özellikle kadınların kendilerini ifade edebilmeleri için destekleyici bir çevreye ihtiyaç duyduğunu belirtiyor.
Olayın ardından sosyal medyada da büyük bir tartışma başladı. Kullanıcılar, kadın cinayetlerine karşı toplumsal bir farkındalık yaratılması gerektiğini savunarak, #KadınaŞiddeteHayır etiketiyle kampanyalar başlattılar. Bilecik’te yaşanan bu olayın ardından birçok insan, benzer durumların bir daha yaşanmaması için gerek devlet kuruluşlarının gerekse sivil toplum kuruluşlarının harekete geçmesini talep etti.
Sonuç olarak, Bilecik’te yaşanan bu trajik olay, hem yerel hem de ulusal basında büyük yankı uyandırdı. Aile içi şiddetin devam eden bir sorun olduğu gerçeği bir kez daha gözler önüne serildi. Üzüntü ve kayıptan başka bir şey hissetmeyen bu aile, bir yandan devletin yardımına muhtaçken bir yandan da yaşananların etkilerini daha uzun yıllar boyunca hissedecektir. Bu benzeri olayların önüne geçebilmek için toplumsal bir değişim şart olup, herkesin bu sorunun çözümünde üzerine düşeni yapması gerektiği aşikar.