Türkiye'nin güneydoğusunda bulunan Şırnak ilinden yola çıkan bir çiftin serüveni, cesaret ve azimle dolu bir hikaye olarak herkesin ilgisini çekiyor. 16 yıl boyunca dünya genelinde 6 kıtada, 40 farklı ülkeyi ziyaret eden bu çift, sıradan bir hayat sürerken aldıkları cesur kararla unutulmaz bir yolculuğa çıktılar. Şımşek ailesinin başından geçenler, sadece gezmenin ötesine geçerek, yaşam felsefesi ve doğa sevgisinin önemli bir yansıması haline geldi.
Şırnaklı çiftin macerası, 2007 yılında karar verme süreciyle başladı. İki çocuk sahibi olan Ali ve Zeynep Şımşek, sıradan bir yaşam sürdükleri günlerde dahi birbirleriyle sürekli seyahat etme hayalleri kuruyorlardı. Bir gün, işten arta kalan zamanlarını değerlendirerek kendi hayallerini gerçekleştirmeye karar verdiler. İlk adım, gezilecek yerleri belirlemekle başladı. Haritaları açtıktan sonra, başta Amerika, Avrupa ve Asya kıtası olmak üzere tüm hedeflerini gözden geçirdiler.
Kendilerine koydukları hedef, sadece yer görmek değil, aynı zamanda farklı kültürler hakkında bilgi edinmek ve bu deneyimleri çocuklarıyla paylaşmaktı. Özellikle, çocuklarının farklı coğrafyalardaki yaşam tarzlarını, geleneklerini ve sosyal yapısını görerek daha geniş bir dünya görüşüne sahip olmalarını istiyorlardı. Bunun için harçlıklarını biriktirmeye başlayan aile, çeşitli yerlerde çiftçilik yaparak gezmeye başladılar.
Şırnaklı çift, 16 yıl içerisinde tam olarak 40 ülke gezmeyi başardı. Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden başlayarak, yolculuklarına Yunanistan ile devam ettiler. Doğu Avrupa'dan Asya'nın derinliklerine kadar uzanan bu yolculuk, çeşitli kültürel etkileşimler, müzik ve yemek deneyimlerini beraberinde getirdi. Seyahatleri boyunca, farklı insanlarla iletişim kurarak öykülerini dinlediler, gastronomi alanında yeni lezzetler keşfettiler ve farklı yaşam tarzlarını deneyimlediler.
Özellikle Latin Amerika ülkeleri, onlara yeni perspektifler kazandırdı. Brezilya'nın renkli festivalleri, Arjantin'in tango ritmi ve Meksika'nın geleneksel mutfağı, gezgin çiftin hayatında önemli bir yer edindi. Afrika kıtasında ise hayvanları gözlemleme fırsatını yakaladılar. Serengeti’de bir safariye katılmak, onların doğa sevgisini bir kat daha artırdı. Bu deneyimler, sadece eğlenceli anlar değil, aynı zamanda dünyanın korunması ve doğaya saygı duyulması mesajlarını da getiriyordu.
Ali ve Zeynep, seyahat sırasında edindikleri deneyimleri, bilgi birikimlerini ve yaşadıkları kültürel etkileşimleri toplumlarına taşıma misyonunu da üstlendi. Geri döndüklerinde, gezdikleri yerlerde öğrendiklerini, kendi köylerindeki insanlarla paylaşarak, onların ufkunu açmaya çalıştılar. Bu amaç doğrultusunda, köyde çeşitli seminerler düzenleyerek, insanları dünya kültürlerine ve doğal yaşam konusunda bilinçlendirdiler.
İneklerden kaynaklanan gezi masrafları ise oldukça ilginç bir noktaydı. Çift, köylerinde sahip oldukları hayvanları satarak veya ürünlerini pazarlayarak yola çıkma masraflarını karşıladılar. Elbette ki, bu süreçte yaşadıkları ekonomik sıkıntılar, seçim yapmak zorunda kaldıkları konular oldu. Ancak, hayalleri uğruna verdikleri mücadele, onlara ilham kaynağı oldu. Çiftin yaşam felsefesi, aslında bununla sınırlı kalmadı; özgürlük, dayanışma ve sevgi temaları etrafında şekillendi.
Sonuç olarak, Şırnaklı çiftin 16 yıla yayılan bu serüveni, yalnızca bir gezi hikayesi olmaktan öteye geçerek birçok insana ilham verdi. İnsanların yalnızca ekonomik kaygılar ile değil, aynı zamanda hayalleri ve hedefleri doğrultusunda yaşamaları gerektiğini gösterdi. Bugün Ali ve Zeynep, sahip oldukları deneyimleri paylaşarak, 'Hayal edin ve ona ulaşmak için çalışın' mesajını vermeye devam ediyorlar. Onların bu serüveni, sadece önlerindeki sınırları aşmakla kalmayıp, birçok insanı seyahatin gücüyle buluşturdu.
Şırnak köyünden dünyanın dört bir yanına yayılan bu hikaye, cesaretin ve azmin simgesi olarak, gelecekteki gezginlere de ışık tutacak. Ali ve Zeynep, umudun, sevginin ve bağlılığın sembolü haline gelerek, kendi yaşamlarından yola çıkarak pek çok insanın hayatına dokunmayı başardı. Onlar gibi hayalleri peşinden koşan ve sınır tanımadan ifade eden daha birçok gezginin olduğunu bilmek umut verici ve geleceğe dair inançlarımızı güçlendiriyor.