Bir boşanma sürecinin ne denli stresli ve gergin geçebileceği, İstanbul’un en işlek caddelerinden birinde yaşanan korkunç bir olayı gözler önüne serdi. Boşanma aşamasındaki bir adam, eşiyle yaşadığı tartışmanın ardından kendini kaybederek kadınını 12 yerinden bıçakladı. Herkesin gözleri önünde gerçekleşen bu olay, hem çevredeki insanları hem de sosyal medya kullanıcılarını derinden sarstı. Yaşanan bu şiddet olayı, aile içi şiddet ve boşanma süreçlerinde yaşanan psikolojik sıkıntılara dikkat çekti.
Olay, geçen Perşembe günü öğle saatlerinde meydana geldi. İddiaya göre, 35 yaşındaki Emre B., eşi Zeynep B. ile yaptığı görüşmenin ardından, yüz yüze görüşmek üzere bir boşanma anlaşması yapmak için belirlendikleri noktaya gitmek üzere yola çıktı. Ancak, görüşme anında çift arasında çıkan tartışma, giderek büyüdü. Emre B., boşanma sürecinin getirdiği gerginlikle kontrolünü kaybederek, cebinden çıkardığı bıçakla Zeynep B.'ye saldırdı. Olay anında çevrede bulunan vatandaşlar, dehşet içinde bu korkunç duruma tanıklık etti. Tanıkların verdiği bilgilere göre, Emre B. bıçakla eşini 12 yerinden bıçaklarken, Zeynep B. panik içinde çığlıklar atarak yardım istedi.
Böylesi trajik olaylar, boşanma süreçlerinin ne denli karmaşık ve duygu yüklü olduğunun altını çizmektedir. Boşanma, çiftlerin yalnızca hukuki açıdan değil, aynı zamanda duygusal ve psikolojik açıdan da zor bir süreçten geçmesine neden olur. Emre B.'nin yaşadığı öfke ve kıskançlık duyguları, boşanma sürecindeki birçok erkeğin karşılaştığı zorlukların bir yansımasıdır. Psikolojik destek alınmadığı takdirde, bazı bireylerde bu tür tehlikeli davranışların ortaya çıkma olasılığı artmaktadır.
Olayın ardından, çevredeki vatandaşlar hemen 112 Acil Çağrı Merkezi’ne haber verdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, Zeynep B.'yi ağır yaralı olarak hastaneye kaldırdı. Zeynep B.’nin hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenilirken, Emre B. olay yerinde polis tarafından gözaltına alındı. Emre B.'nin mağduruna karşı uyguladığı şiddet, sosyal medyada geniş yankı buldu ve kullanıcılar, olayın ciddiyetine dikkat çekmek için başta hashtag kampanyaları düzenlemeye başladılar.
Boşanma süreçleri sırasında yaşanan bu tür vahim olaylar, toplumda aile içi şiddet konusunun ne denli önemli bir mesele olduğunu bir kez daha gündeme getiriyor. Uzmanlar, boşanma aşamasındaki bireylerin duygusal yüklerini hafifletmek ve sağlıklı bir iletişim süreci yürütebilmek için profesyonel yardım almalarının önemine dikkat çekiyor. Aile içi huzurun sağlanması, maddi manevi kayıplarını minimumda tutarak, tarafların üzerindeki stresin azaltılması için şarttır.
Her yıl, ülke genelinde yüzlerce kadının boşanma süreçlerinde maruz kaldığı şiddet olayları, maalesef ki artarak devam ediyor. Bu tür durumların önlenmesi için, eğitim programlarının artırılması ve toplumsal cinsiyet eşitliğine dair farkındalığın artırılması büyük önem taşımaktadır. Aile içi şiddeti önlemek ve mağdurlara destek vermek için herkesin üzerine düşen sorumluluklar bulunuyor. Korkunç olay yaşandıktan sonra yapılacak şeyler yerine, önleyici tedbirlerin alınması açısından bir sorumluluk bilinci geliştirmekte fayda var.
Olayın üzerinden günler geçmesine rağmen, Zeynep B.'nin hastanede mücadelesi devam etmekte. Yakınları, onun için dua ederken, toplum bu tür vakalarla bir daha karşılaşmamak adına neler yapılabileceğini tartışıyor. Boşanma ve aile içi sorunlar, bireysel olarak çözülmesi gereken meseleler değil; ortak bir bilinç ve dayanışma ile ele alınması gereken toplumsal sorunlardır. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için gereken adımları atmak, sadece bireyler değil, tüm toplum olarak hepimizin görevidir.
Toplumun, aile içi şiddet konusundaki bu tür çarpıcı olaylara karşı duyarlı olması gerektiği bir kez daha kanıtlandı. İnsanların boşanma süreçlerinde kendilerini nasıl hissettiği, yaşadıkları bunalım ve psikolojik sıkıntılar, çoğu zaman ihmal ediliyor. Galat-ı meşhur, “Kırılgan bir kalp, tehlikeli bir kesimdir.” anlayışı ile hareket etmek, toplumun her kesiminde şiddetin önlenmesi için gerekli adımları atmak ve kalp kırmadan toplumun bütün fertlerine sahip çıkmak zorundayız.